ÇİĞDEM YILMAZ- Sarsıntıda yaşadığı konut ağır hasar alan öğretmen Mesut Ağlamış, 50 gün sonra konutuna girdiğinde birçok eşyanın çalındığı gördü. Gördükleri karşısında şaşkına dönen Ağlamış, “Beyaz eşya, kombi, çelik kapının çalınmasına bu kadar üzülmedim fakat şahsî eşyalarımın çalışması beni çok üzdü” dedi.
Kahramanmaraş merkezli zelzelelerde büyük en büyük yıkım Hatay Antakya’da yaşandı. Ağır hasar nedeniyle binalarına giremeyen vatandaşların eşyalarının çalındığı ortaya çıktı. Antakya’da yaşayan ve öğretmen olan 40 yaşındaki Mesut Ağlamış’ın oturduğu bina da ağır hasar alan binalardan biriydi. Ağlamış, meskeni ağır hasarlı hasar aldığından girilmesi yasak olduğu için şimdiye kadar binaya girmedi. Lakin önünden geçerken apartmanın pencerelerinin söküldüğü dikkatini çekti ve bunun üzerine dairesine girmeye karar verdi. Sarsıntıdan 50 gün sonra meskenine girdiğinde ise gördükleri karşısında şaşkınlık yaşadı. Konutun çelik kapısı, kombi, beyaz eşyaları ve meskendeki şahsî birçok eşyası artık yoktu.
Toplumsal çürüme
Yaşadıkları ilgili Milliyet’e konuşan Ağlamış şunları aktardı:
“Depremin olduğu günden beri Antakya’dayım ve burada istekli olarak faal bir halde çalışıyorum. Sarsıntıda de konutumuzdan tek çöp almadan çıktık, ağır hasarlı olduğu için de girmemiz yasaktı. Biz de hiç zorlamadık. Fakat apartmanın geçerken, konutun camlarının söküldüğü dikkatimi çekti. Sarsıntıdan iki ay sonra konutuma girdiğimde de şok yaşadım. Evimdeki tüm beyaz eşyalarım çalınmış, balkondaki kombi sökülmüş, çelik kapıyı bile çalmışlar. Açıkçası bunların çalınmasına bu kadar üzülmedim lakin ferdî eşyalarımın çalınması beni çok üzdü. Oğlumla yaptığımız çizimler vardı, öğrencilerimin bana armağan ettiği manevi pahası benim için değerli olan eşyalar vardı, bütün bunlar da çalınmış. Beyaz eşya bir formda alınır da, geçmişi ve anılarımı da çaldılar. Bunu kabullenmek çok güç. Organize biçimde kamyonu kapıya yaklaştırıp eşyaları alıp götürmüşler. Bizler aslında gereğince büyük problemler yaşadık ve yaşamaya da devam ediyoruz. Burada kalmak da gitmek de güç. Gidenler gittikleri yerlerde iş zahmeti yaşıyor ve kiralar inanılmaz yüksek, bilhassa de zelzeleden sonra fiyatları artıranlar var. Toplumsal bir çürüme kelam konusu ve bu durum da insanı farklı üzüyor.”