Binali Yıldırım’ın açıklamalarının satır başları;
(İPTAL KARARI)
Şöyle söyleyeyim, natürel ki YSK’da bir yargı kurumu. Yargının vereceği karar herkesi bağlar. Başından beri bunu söylüyoruz. O oy yerini buldu mu bulmadı mı bunun uğraşını biz yaptık, itirazlar ederek. Telaşlarımızın dikkate alınması için çaba ettik. İki adayın bu kadar yakın oy alması sonucu tüzel süreç kıymetli hale geldi. İtirazlarımızı yapmaya başlayınca kimi olağandışı bulgulara rastladık. Bunları gördükten sonra burada seçimin bir şaibe ile karşı karşıya kaldığı fikri daha da kuvvetlendi. Partim ve şahsım olarak öncelikle biz iptal yahut seçimin yine yapılması fikrine hiç prestij etmedik. Biz oyların yine sayılmasını talep ettik. Oradan çıkan sonuca razı olacaktık.
Cumhuriyet Halk Partisi, sayılmanın yapılmaması konusunda itirazda bulundu. Tekrar bütün oyların sayımı yolu kapanmış oldu. Daha evvel verilen kararlara nazaran sayım yapıldı.
850 bin oydan bizim kazanımımız yaklaşık 15 bin. Fark 13 bin 729’a düştü.
İstanbullular ne olduğunu bilsin istiyorum, şayet 850 bin oyda siz 15 bin üzerinde oy kazanıyorsanız geri kalan yüzde 90 yani 8.5 milyon oy kullanılmış İstanbul’da. Bu oy ne oluyor yüzde 90’ına tekabül ediyor. Yüzde 90’ı sayılsa sonucun ne olacağı kolay bir orantıyla ortaya çıkar.
(ÇOK KOLAY ZİRA ÇALDILAR AÇIKLAMASI)
Şimdi kim çaldı yanlışsız, bunun ortaya çıkarılmasını biz istiyoruz. Biz bir şeyi biliyoruz, çalındı oylarımız. Lakin kimin çaldığını bilmiyoruz. YSK vazifeliler hakkında cürüm duyurusunda bulundu. Hasebiyle sorumlular ortaya çıkacak. İki kişi seçim heyetlerince atanıyor, bir lider ve üye. Bunların kanunda yazılı kaideleri sağlamaları gerekiyor. Bu süreç dışarıya kapalı. Hangi liste verildi bilinmiyor. Denetleme sistemi yok. YSK, yenilenecek seçimde o kuralı değiştirdi. Kaymakamın verdiği liste kullanılmadı dışarıdan beşerler getirildi. Yani dışarıdan davetler yapıldı. Öylesine garip durumlar var ki… 96 tane sandık lideri CHP üyesi olamaz. Resmi üyesi ayrıyeten 3 bin 89 sandık şurası lideri birinci derece akrabaları. Sandık konseyinde misyon almış. Bu da olamaz.
(HATALAR ŞUURLU Mİ YAPILDI?)
Mahkeme bunun kararını verecek. Ben burada pak bir iş olduğunu görmüyorum. Burada şuurlu yapılmış bir süreç var. Eyüpsultan AK Parti belediye meclisine 139 oy çıkmış büyükşehir belediye liderine 69 olarak kaydedilmiş. Biz bu sandığa itiraz etmişiz. Burada 77 oy eksik yazıldığı ortaya çıkıyor. Bu suçsuz bir şey mi?
Yapılan süreç günahsız bir süreç değil. Bunu kim yaptı derseniz bunun yanıtını vermem. Burada âlâ niyet olmadığını, organize bir iş olduğunu sayılar söylüyor. Çekmeköy, bin 119 sandık numarası 143 oy belediye liderine mecliste 161, AK Parti Büyükşehir için 17 oy münasip görmüşler. Bir AK Parti seçmeni gelip meclise 143 oy verip büyükşehire 17 oy verir mi? Bir iki fark eksik olabilir. 17 yazmışlar sayılıyor 170 daha ek geliyor. Orada sıfır düşmüş.
Fark etmesek ne olacaktı?
Görevli fark etmemiş olabilir, bu hırsızlığı yasallaştırır mı? Üstüne gidiyoruz, tespit ediyoruz, oyları kurtarıyoruz. Kısaca adamlar sağlam çalmış.
Bir oy hırsızlığı var. Bu işte kim alınganlık yapıyorsa adres orasıdır. Ben isim vermiyorum. Ben olayı anlatıyorum. Ben başından beri kendimi mahkeme yerine koymak istemem diyorum. Biz hırsızlığı tespit ettik. Öbür kısmı kurtarmak istedik. CHP mahzur oldu. Neden mani oldular? Demek bir bildikleri var. Şayet bir telaşları yoksa bu savları ortadan kaldırmanın en hoş yolu bu oyların tekrar sayılmasıydı. Buna pürüz olmanızın gerisinde sebep ne?
Vatandaş oyunu verdi. CHP’li seçmen de AK Partili seçmen de öbür partililer de… Herkes oyunu vermiş. Oyunu verdi geldi konutuna. Ondan sonra yapılan süreçleri bu süreçleri yapanlar bu işin sorumlusudur. Ben bunu söylemeye çalışıyorum.
Deminden beri ne olduğunu anlatıyorum. Oy azalmasını onların vazifelileri de kabul ediyor.
Aramızdaki fark binde 1.6. Yani 13 bin 729 oy. 8 buçuk milyon oyda. Çok yakın. Tekrar sayıyoruz, tekrar saydığımız vakit geriye kazanılan oyların da birbirine yakın olması gerekmez mi? Arkadaşın da kazandığı oylar var lakin ben daha çok kazanıyorum. Bunu nasıl izah edeceğiz?
İki tane çizgi var. Buralara taşmamak kaydıyla geçerli sayılır. Bu bölgede istediğin yere tercih mührünü basabilirsin. Bu türlü bir oyu geçersiz saymak nasıl kabul edilecek? Olağan kurallarda parti vazifelilerinin gözünü dört açması lazım.
Komik bir şey söyleyeyim. İptal oyları saydılar. Çıktı bir tane amblemin üzerine basmış lakin geçersiz sayılmış. Bakıyorlar bu oyun geçerli olması lazım. Sandık lideri diyor ki “Olmaz ben bunu oylama yapacağım.” Bu oylamaya olağan bir iş değil ki… Burada ne dümen döndüğünü anlatmaya çalışıyorum.
Diyelim ki 100 tane oy kullanıldı. 100 tane oy pusulası var seçim günü. 100 seçmen var. Oy pusulası sayısı da 100. Sonuçta kullanan da toplam oy pusulasının birbirini tutması lazım. Bu sayımlar yapılıyor elde kalan oy pusulası olması gerekenden fazla. Bu nasıl oluyor? Bu sefer ne yapıyorlar birbirini tutmuyor, ne kadar fazla? Diyelim ki 70 tanesi kullanılmış. 30 tane var fakat elde var 40 tane. 10 tane boşu alıp iptallerin içine atıyorlar. İptallerin içinde boş oy çıkıyor.
Burada size hak veriyorum. Bu seçimlerde evvelki seçimlerin bilakis dikkat ederseniz ne ‘Oy ve Ötesi Hareketi’ ne de CHP seçimleri baştan şaibeli ilan etmediler. Ekseriyetle CHP seçim olmadan şaibe olacağı halinde algı oluşturur. Bu sefer hiçbir şey yapmadılar. Herkes sakin. Bu şaşırtan bir şey. Her oy kullanan sahiden bir gariplik var diyor. Bu çok dikkati çekti. Hakkımıza oy verenler hakkına sahip olmadan tam olarak misyonumuzu layıkıyla yapamadık. Tekrar şunu da söylüyorum burada oluşan eksiklik, tecrübesizlik, oy hırsızlığını yasal kılmaz, haklı kılmaz. Bunu şayet o denli düşünürsek gücü gücü yetene olur. Şunun hakkını vereyim sandık kapandıktan sonra parti teşkilatı ve partili arkadaşlarımız soruna çok önemli sahip çıktı ve ardımda çok durdu.
(Neden ilçeleri iptal etmedi?)
YSK, gerekçeli geniş kararını yayımlamadı. Bir orta karar yayımladı. İptal edilmiştir diye. Gerekçeli kararda az evvel anlattığım bahislere yer verecektir. Tıpkı vakitte bu görevlilerin yaptığı süreçlerin seçim sonucunu kuşkulu kıldığını verecektir. Görüşmeler esnasında her partinin temsilcisi oradaydı. Konuşulan mevzular biliniyor. Biz de biliyoruz. Bana nazaran tereddüt büyük oranda giderildi. Bir sefer daha söylüyorum. Oy verenlerin bir kusuru yok. Oy verenler kusura bakmasınlar. Oylarına daha yeterli sahip çıkabilirdik. Hepsine söylüyorum. Gelelim bu gerekçeli karar bir an evvel yayınlanmalı. Seçimlerin yenilenmesinde karar verilmesindeki bütün münasebetleri göreceğiz.
Seçim heyeti yahut itiraz mercisi itiraza nazaran süreç yapıyor. İtiraz edilen ilçelere de ettik, CHP bizim itirazımıza karşı itiraz yapmış. Biz yalnızca iki yerde ilçeleri gündeme getirdik. Maltepe MHP ve Büyükçekmece’de de AK Parti. Bu iki ilçe incelendi ve reddedildi. Şimdi bir kez birinci prensip bir hususun görüşülmesi için itirazın yapılması gerekir. Hangi hususla ilgili müracaat yapıldıysa o bahis incelenir. Sonucu değiştirecek süreç olmadığı için bu yerlerde iptale gerek yok.
Bu seçimde iş yüklü olarak mağdur olan, mağdur edilen olarak geçecek. En azından bir süre başlangıçta bunlarla geçer. İtiraz süreci tamamlanmamışsa mazbata verilmemesi lazım bana nazaran. Biz incelememizi yaparız iptal ederiz. Hukuken bu gerçek olabilir lakin kamuoyu algısı gerçek olmayabilir. Tahminen bu mevzuyu tekrar ele almak lazım.
İnsan olan yerde kusur da olur. Keşke olmasa. Ne vakit bu sorun olmuyor? Ortadaki fark büyük olunca. Ankara’da, Adana’da Mersin’de yaptık mı? Oralarda kazanınca keyifleri yerinde. Hukuk var. İstanbul’da durum bu türlü olunca kıyamet koparıyorlar. İkili standart olmaz. Ben haklıysam hukuk var. Ben haklı değilsem YSK çete. Bunlar olacak iş değil. Halbuki başlarken en güvendiğimiz kurum YSK’ydı. Ne oldu o ortada?
SU VE AKBİLDE İNDİRİM
Suyla ilgili indirim vaadim benim de var. Sistem farklı. O bir indirim vadediyor. Çok çocuklu ailelerden daha az alalım üzere yaklaşım var. Bizim indirim teklifimizin içeriği farklı. Artık o indirimi şu anda AK Parti Meclis Kümesi teklif olarak getirecek. İkisi oylanacak ve biri kabul görecek şu anda komitede. Ben onun haberini veriyorum. Keşke rakibim İmamoğlu bunu birinci misyona başladığında belediyelerin bilgilerini kopyalamaya uğraşacağına bunu yapsaydı. Bunları getirseydi, çıkarsaydı.
Akbil de şöyle. bizim oradaki taahhüdümüz şu. Adalar’da yaz kış oturanlara parasız olacak. Biz çöpte geri dönüşümü teşvik edeceğiz. Buradan elde edeceğimiz karı öğrenci akbillerine indirim olarak yansıtacağız. Bir kaynak olarak yapacağız. Seçimler oldu, Ekrem Beyefendi lider olarak Meclis’i çalışmaya başlattı. Orada bu gündeme geldi. 85 liradan 50 TL’ye. Bizim meclis üyemiz çıktı dedi ki biz AK Parti kümesi olarak 50 lira değil 40 liraya düşüreceğiz. Şu anda yapılan o. AK Parti kümesinin seçimlerden sonra gündeme getirdiği indirim teklifinin işleme konmasıdır. Bu benim düşündüğüm indirim hali değil.
İETT 600 milyon ziyan ediyor ve belediye bütçesinden destekleniyor. Kaynak oluşturalım. Hem etrafa yararımız olsun. Hem karşılayalım. Bu hala yapılabilir. Bu indirim güzel olsun öğrencilere. Ulaşım da su da güzel olsun. Sürdürülebilir. İstanbullu bize fırsat verirse, istanbulluların hayatını kolaylaştıracak, kentin daha yaşanılabilir hale gelmesi için çok hoş çalışmalarımız var.
(SANATÇILARIN AÇIKLAMASI)
Sanatçılar bizim toplumumuzun ortak bedelidir. Nasıl Atatürk bizim ortak bedelimiz ise sanatkarlarımız da değerimizdir. Sanatkarlarımızın bir tarafta kümelenmesi çok yanlışsız bir iş değil. İstanbul’un yarısı beni desteklemiş yarısı da arkadaşı desteklemiş. Siz başka yarısının gönlünü kırmış olursunuz. Sanatçı herkese hitap eder. Siyasi görüşü kesinlikle olacak. Ferdi olarak da tabir edebilir. Sorun daima bir arada organize olup onların sloganını da altına koyarak koro halinde desteklemek. Onların mesleğine sorun verir. Biraz gönlüm kırıldı. Bizim ne eksiğimiz var canım. İstanbul’da 1 asırdır yapılamayan projeleri yapmışız. Yaşım ondan büyük lakin tecrübeliyim. Bunlar bir mana tabir etmiyor mu? Bu kadarcık da bir sitemim olsun.
Çok keyifli bir kampanya yapacağız. Kaygılarımızı konuşarak çözmemiz lazım. Birbirimizi daha çok dinlememiz lazım. İstanbul benim için tek partidir. Hayatım boyunca, siyaseti hizmeti kurban etmedim.
Kimsenin partisine bakmadım, yeniden de bakmayacağım. Tek işim onların işini görmek olacak.
İstanbul halkının da faydasına olmayan hiçbir işe imza atmayacağım. Benim makam, mevkii hırsım yok.
Doğduğum büyüdüğüm kente çok büyük hayallerim var. İsteksiz diyenlere gülüp geçiyorum. Çok istekliyim.
Başarı 3 şeyle mümkün, bir önderiz olacak, iki takımınız olacak, 3 projeniz olacak. Başkanımız Cumhurbaşkanımız. Ben ve benim takımım, proje ise gani. Başarıda da 3 şeye inanırım. Kararlı olmak, uyumlu olmak, verimli olmak. 16 yıllık siyaset hayatımda ben bunu bilirim.
